Dolmabahçe Sarayı, İstanbul’un görülmeye değer nadide tarihi mekânlarından biridir. İstanbul’un Beşiktaş semtinde bulunan saray, Marmara Boğazına bakan bir noktada bulunuyor.
Dolmabahçe Sarayı’nın bulunduğu bölge, antik çağlardan beri pek çok kez gemilerin sığındığı doğal liman görünümünde bir koy olarak bilinmektedir. Aynı zamanda, 15. yüzyılda Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethi sırasında, Haliç’e indirmek üzere gemilerini karaya çıkardığı yer olduğu da rivayet olunmaktadır.
Osmanlı döneminde Kaptan-ı Derya’nın donanma gemilerini demirledikleri ve geleneksel denizcilik törenlerinin yapıldığı bu koy, 17. yüzyıldan itibaren doldurularak “Dolmabahçe” adıyla padişahların hasbahçesi konumuna getirilmiştir. 19. yüzyıla kadar bu hasbahçe içinde yaptırılan ahşap köşk ve kasırlar topluluğu “Beşiktaş Sahil Sarayı” adıyla anılmıştır.
Fonksiyon ve mimari kuruluş açısından Osmanlı saray geleneğine ve orta sofa ile köşe odalı Türk evi özelliklerine bağlı kalan sarayın yapımında Barok, Rokoko, Neo-klasik gibi Batı kökenli mimari formlardan yararlanılmış; Osmanlı geleneksel sanat ve kültür ögeleri batılı bir anlayışla yoğrularak yeni bir yoruma ulaşılmıştır.
Ziyaretçiler, Mustafa Kemal Atatürk’ün, 1927-1938 yılları arasında sarayda aralıklarla 4 yıl kalmış olduğu alanları da yakından görme imkanı bulacaklardır.
Sultan Abdülmecid tarafından inşa ettirilen sarayın yapımı 1843 yılında başlayıp 1856 yılında bitirilmiştir. Ziyaretçileri, Sarayın girişinde yer alan otuz metre yüksekliğindeki saat kulesi karşılıyor.
İstanbul’a yolu düşen her seyyahın görmesini öneririm.
Dolmabahçe sarayı çok güzel ihtişamlı yer ama girişde müze kartla girdim denilmesi gereken selamlığa müzekart ile girilmediği denilmedi kapıya geldimde bilet geçerli olduğu söylendi yağmurlu havada geri dönüp bilet almak istemedim gidenler buna göre gitsinler
Her Türk vatandaşının görmesi gereken bir yer mümkünse öncesinde bilgi edinip gezmeye başlayınız. Padişahların Bayramlık salonu muhteşem ötesi. Tabi en etkili kısmı bana göre Atamın dünyaya veda ettiği odası.