Geçenlerde sergideydim, çok hoş bir atmosfer, çok güzel resimler ve ikinci katta da bir sanat galerisi var. Sanatçılar ve giyim tasarımcısıyla sohbet etmek çok güzeldi. Çok ilginç şeyler öğrendim, bir dahaki sefere tekrar uğrayacağım)
Roma'yla aynı yaştaki bir şehir olan Semerkant'ta kendimi gerçek Hub'a (kelimenin anlamı "düğüm" veya jant tellerinin jantla bağlantı kurmak için ayrıldığı tekerleğin orta kısmıdır), yani sanatla ilgilenen insanların çıkarlarının birbirine bağlandığı, Semerkant haritasındaki bu gerçekten eşsiz noktanın özünü ve arzusunu en iyi şekilde ortaya koyduğum yer.
Sadece yazarın «Semerkant resim okulunu» kişileştiren eski Soğdiana topraklarında çalışan sanatçıların çeşitli resimsel, grafik ve heykel eserlerini görmek değil, aynı zamanda onlarla doğrudan tanışmak da mümkün oldu.
Sunulan tekstil örneklerine gelince, daha önce bu tür etno-giysilerle (stil ve kalite, teknik performans açısından) karşılaşmamalıydım.
Bu galeriyi ziyaret eden herkes kesinlikle yanlarında «bir buket iyi duygu ve algı» taşıyacak.
Bu sanat galerisinin eşiğini geçtikten sonra kendinizi büyülü bir şeyin parçası gibi hissediyorsunuz. Renkler ve şekillerle canlanan duvarlar, kelimelerle anlatılamayan hikayeler anlatıyordu.
Çevremdeki insanlar sadece sanat eserlerine bakmakla kalmıyor, onlarla etkileşime giriyor, tartışıyor, gülümsüyorlar.
Burası sadece bir galeri değil, fikirlerin ve duyguların buluşma yeridir. Oradan zenginleşerek ve ilham alarak, tekrar döneceğime güvenerek ayrıldım.