Müze girişinde sizi at boyunda sahipsiz köpekler karşılıyor, Hindistan gezisi yapıyor gibiydik ilginç bir deneyim. İçeriye sağ salim girdik diye sevindik ki bu kez de çocuk bağırmaları ile karşılaştık. İnsanımızdan müze gezme adabını beklemek zaten bizim hatamızdı. Dur, sus diyen zaten yok. Tarihi objeler ve Bienal eserleri var, kırılabilir fakat kimin umrunda? Özetle, devrim arabası yapılmış ama içene benzin konmamış.
Müze tek kelimeyle harika. Hatırladığım kadarıyla 5 kat ve her biri kendi yolunda ilginç. Türkiye'de olacak herkese mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ederim.
Truva Müzesi'ne ve kazılara çok sık gitmeyen minibüsle veya arabayla ulaşabilirsiniz. Geçiş ücreti 75 liradır. Müzeye giriş (kahverengi küp) 27 Euro'dur. Ve eğer bir aileyseniz, bu çok büyük bir meblağdır! Paça koşarsanız, daha olumlu duygular bırakan kazılara ulaşırsınız. Bilet gişesi müze girişinin yanında ve kazılardan oldukça uzakta yer almaktadır. Yakınlarda sadece park yerleri var ve tek bir bank yok. Truva atını görmeyeceksiniz ya da belki şanslısınız ve varışınızda yenilerini bir araya getirecekler. Girebileceğimiz yeri bulamadık. Belki de Truva'ya giderken uzakta.
Truva Müzesi, şehirden geriye kalanlardan çok daha ilginç bir büyüklük sırasıdır. Arkeolog veya tarihçi değilseniz, Truva'yı ziyaret etmek için kesinlikle çok para ödemeye gerek yoktur. Bunlar sadece taş yığınları arasında, nerede ve hangi yüzyılda yazıtlı yürüyüş yolları. Müzede çok daha fazlasını öğrenebilecek ve görebileceksiniz. Sergi, örneklerle, eserlerle, etkileşimli standlarla, eski günlerle ilgili çok modern bir şekilde 4 kat (hafızam bana hizmet etmiyorsa) kaplıyor!!! Kısacası, neye para harcayacağınızı seçerseniz, kesinlikle bir müze seçerdim, çünkü modern Türkiye topraklarında Truva'dan daha ilginç kalıntılar hala çok büyük. (Söylenenlerin hepsi sadece benim ımho'm)
Truva'nın kazıları sırasında 9 katman-9 yüzyıl boyunca sergilenmek üzere çıkarıldı. Müzede çoğunlukla kopyalar korunmuştur, ,,bizden önce her şey çalınmıştır,,.