• Yıkım Edebiyatı ya da Yıkıntı Edebiyatı (Almancası: Trümmerliteratur ) Almanya'da İkinci Dünya Savaşı'ndan kısa bir süre sonra başlayan ve yaklaşık 1950 yılına kadar süren...
  • Yıkım edebiyatı ifadesi spesifik olarak, İkinci Dünya Savaşı’nın etkilerini barındıran, yansıtan, ifade eden sanat eserleri için kullanılmaktadır.
  • Yıkım Edebiyatı”; İkinci Dünya Savaşı’nın hemen ardından ortaya çıkan toplumsal değişim ve dönüşümü ele alır.
  • yıkıntı edebiyatı/yıkıntı edebiyat da dendiği oluyor hatta bu mot a mot çevirildiğinde daha doğru da olabilir ancak yıkım edebiyatı verdiği anlam ile daha doğru...
  • İnsanların savaş sonrası bir yıkımın içersinde var olmaya çalışırken yaşanılanların "yıkım edebiyatı" olarak isimlendirilmesi son derece doğaldır.
  • Hölderlin ise şöyle diyor; “Yıkım zamanında şairler ne işe yarar?” Coetzee cevap veriyor; ; “Sesini yitirmişlerin bu dünyadaki yankısı olabilir mi edebiyat?”
  • Derlemedeki öykülerin özellikle “Edebiyatın Sıfır Noktası” ya da diğer adıyla “Yıkım Edebiyatı” meraklıları için baştan sona ilgi uyandıran, çok şey öğreten...
  • Ama bunu yaparken tekil, cılız seslerle değil aynı Yıkım Edebiyatı gibi pek çok ülkeyi saracak ve ses duyuracak büyüklükte ve uzunlukta yapmak gerekir.
  • Paylaşım Savaşı… adı her ne ise, 1940’lı yıllara biraz daha bakacağım. Mesela savaş sonrası Alman edebiyatına, “yıkım edebiyatı” olarak adlandırılan akıma.
  • Wolfgang Borchert (1921 – Hamburg; 1947 – Basel), İkinci Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan ‘Yıkım Edebiyatı’nın en önemli temsilcilerindendir.
  • 2. Dünya Savaşı’na zorla sürülen yazar, savaş sonrası meydana gelen “Yıkım Edebiyatı” diye dilimize yer etmiş Trümmerliteratur’un hatırı sayılır temsilcilerindendir.
  • Borchert, Heinrich Böll ve Wolf Dietrich Schnurre'yle birlikte yıkım edebiyatının temsilcilerinden biri olarak kabul ediliyor.
  • Bizim Yıkıntı/Yıkım Edebiyatı da işte bu Avrupai saatin sıfırı vurduğu an doğanlardandır. Yıkım Edebiyatı da ılımlı ekümenik devletleşme ve sonsuz uyumlu politik...