• Diğer taraftan Fıkıh ile İslâm Hukuku terimleri arasında içerik açısından farklılık olduğu gibi hukuk tekniği açısından da farklılık bulunmaktadır.
  • Fakat fıkıh bir bilim olarak, İslam hukuku anlamında kullanılmıştır. Bu anlamda kullanımının farklı bilgin ve taraflarca yapılmış iki ana, farklı tanımı vardır.
  • Fıkıh, Arapça fikh kelimesinden Türkçeye geçmiş ve tek bir anlama gelir. Bu kelime eski Türkçe olarak nitelendirilir.
  • Daha sonra da hüküm isteyen furû mes'elelerine ve onları bilmeye denmiştir. Rasûlullah (sav) döneminde "fıkıh", bugünkü tahsîsî (spesifik) anlamında değildi.
  • Sözlükte bir şeyi kasıtlı olarak, bilerek, şuurlu ve isteyerek yapmak anlamına gelir. Fıkıh ıstılahında ise, kişinin fiillerini kasten yaptığını ifade etmek için kullanılır.
  • Kelam, İslam dininin inanç esaslarına ait teorik temellendirme yapan bir alandır. Fıkıh ise İslam dininin ameli yönünü (pratik hayatla ilgili kısım) inceleyen disiplindir.
  • Fıkıh, İslam hukuku anlamına gelmektedir. Tanımı şöyledir; kişinin ameli (fiil) bakımdan kişinin lehinde ve aleyhinde olanları bilmesidir.
  • Arapça bir kelime olan "fıkıh", birşeyi derinlemesine bilmek demektir. Temel kaynakları Kur’an ve sünnet olan İslam hukukuna verilen ad.
  • Daha sonra fıkıh, Hicri 1. asırda (Miladi 7.- 8. yüzyıllar) sadece ameli yani eylemsel konulara has kılınan, İslam hukuku olarak ayrı bir ilim haline geldi.