• Sözlükte bir şeyi kasıtlı olarak, bilerek, şuurlu ve isteyerek yapmak anlamına gelir. Fıkıh ıstılahında ise, kişinin fiillerini kasten yaptığını ifade etmek için kullanılır.
  • Fıkıh bilgileri, İslamın dört kaynağı olan Edille-i Şer’iyyeden, yani Kur’an-ı kerimden, hadis-i şeriflerden, icma-ı ümmetten ve kıyastan elde edilmektedir.
  • Fıkıh bilgileri, İslâmın dört kaynağı olan Edille-i Şer’iyyeden, yâni Kur’ân-ı kerîmden, hadîs-i şerîflerden, icmâ-ı ümmetten ve kıyastan elde edilmektedir.
  • Diğer taraftan Fıkıh ile İslâm Hukuku terimleri arasında içerik açısından farklılık olduğu gibi hukuk tekniği açısından da farklılık bulunmaktadır.
  • Fıkıh, İslam hukukunun temelini oluşturan bir ilim dalıdır. ... Fıkıh, Kur’an, Sünnet, İcma ve Kıyas gibi kaynaklardan yararlanarak hüküm çıkarma işlemidir.
  • Fıkıh, İslam kültürüne ait bir ilim dalıdır. Fıkıh kavramı sözlükte; bilmek, kavramak, anlamak, derin bilgi sahibi olmak gibi anlamlara gelir.
  • Daha sonra da hüküm isteyen furû mes'elelerine ve onları bilmeye denmiştir. Rasûlullah (sav) döneminde "fıkıh", bugünkü tahsîsî (spesifik) anlamında değildi.
  • ile muhakeme usulleri ve nihayet devletin idaresi ve teşkilatı ile harp hukukuna taalluk eden hükümler de fıkıh mefhumunun şumulü içindedir.
  • Bu nedenle genel açıdan fıkıh "bir şeyi özüne vakıf olarak anlamak ve deliliyle birlikte bilmek" anlamında kullanılır.